Yayın yok.
Yayın yok.
Program # 20: Terra Preta (Kara Toprak)
13 Mart 2008 Perşembe

Açık Radyo'nun Dinleyici Destek Projesi Özel Yayını haftasındaki bu özel programımızda Ömer Madra ile birlikteyiz.

Amazon bölgesindeki geçmişi 5000 yıl geriye giden gizemli kara topraklar birçok bilim insanı tarafından araştırılıyor; örneklemeler yapılıyor. Çoraklaşan dünyamızda acaba bu kara topraklar, düşük girdili ve doğa dostu sürdürülebilir tarım için bir umut olabilir mi? ABD'deki Cornell Üniversitesi profesörlerinden Johannes Lehmann, yaptıkları araştırmalarla ilgili yorumlarında, kara toprakların reçetesi konusundaki çalışmanın daha uzun yıllar sürebileceği işaretini veriyor.

http://www.css.cornell.edu/faculty/lehmann/research/terra%20preta/terrapretamain.html

Petrole ve neoliberal stratejilerde gelişen teknolojiye bağımlı tarımın ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan çıkmazlarla buluştuğu bu dönemin ilerleyen yıllarında bizlere göre yepyeni (ama aslında çok geleneksel) bakış açıları gelişecek; gelişmek zorunda kalacak; Amazon'un veya Aşık Veysel'in Kara Toprak'ı gibi. En azından nefes almak ve aç kalmamak için...

Program ses kaydı aşağıda yer almaktadır.
Program # 19: Toprak Ana ve Şifa (2)
06 Mart 2008 Perşembe

Programımızda Dr. Cevat Dalgın ile toprak ana ve şifa konusunu, 3 ay sonra bu kez başka boyutlarıyla tekrar ele alıyoruz.

Özellikle tüm dünyada artan kanser vakaları üzerinde, konvansiyonel tıp uygulamalarını ve alternatif görüş ve önerileri irdelerken, beslenme alışkanlıklarımız ve tüketimde kolayca erişebileceğimiz basit ve ekonomik seçenekler üzerine konuşacağız.

Kanser tedavisinin önemli bir sektör halini aldığı bir dönemde, çözümlere ulaşımda akılcı ve seçici olabilmek çok önemli. Bilimsel kaynaklar, alternatif tıbbın gücünü hergün biraz daha değerli kılan bulguları yeniden ortaya koyuyor.

Program kaydı aşağıda yer almaktadır.
Program # 18: Sağlıklı Barınma ve Kerpiç (2)
28 Şubat 2008 Perşembe

Bu haftaki programımızda Prof. Ruhi Kafesçioğlu, Doç. Dr. Bilge Işık ve And Akman ile, "kerpiç" konusunu sürdürüyoruz, Cengiz Bektaş ile yaptığımız iki hafta önceki bu konudaki ilk programımız sonrasında.

Yemek yediğimiz mekanlarda, uzun saatler geçirdiğimiz oturma odalarımızda ve en önemlisi uykularımızda bizlerle birlikte nefes alan duvarlara sahip olmak sağlığımız için çok kritik bir öneme sahip. Evlerimizin manzarası ve deprem mukavemeti dışında, yapı biyolojisi konusunda ne kadar bilgi sahibiyiz?

Kerpiç çalışmalarıyla en önde gelen hocalarımızdan olan sevgili Ruhi Kafesçioğlu, kerpicin doğal gücü ve kendi keşfi olan "alker" hakkında bilgiler verirken, And Akman ve Bilge Işık yurtdışındaki uygulamalara paralel olarak, Türkiye'deki hedefleri, fırsatları ve zorlukları dile getiriyorlar.

http://www.kerpic.org/

http://www.kerpic.org/2005/files/abstracts.htm

Program ses kaydı aşağıda yer almaktadır.
Program # 17: Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, Tohumlarımızın Geleceği
21 Şubat 2008 Perşembe

Bu haftaki program konuğumuz Dr. Gülay Beşirli ile Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsündeki çalışmalarının yanısıra tohumlarımızın geleceği konusunda konuşuyoruz.

1929 yılında Atatürk tarafından Yalova'da satın alınan arazide kurulan enstitünün, araştırma faaliyetlerinin yanısıra eğitim ve seminer çalışmaları da bulunuyor. Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü organik sertifikalı sebze tohum üretimi ile önemli bir ilke adım attı. Son yıllarda özellikle sebzede %90'in üzerine çıkan dışa bağımlılık karşısında yeni açılımlara ihtiyaç duyan ülkemiz için, hem çevre dostu tarım uygulamalarına verdiği destek, hem de tohumlar konusunda ortaya koyduğu titiz çalışmalarıyla bugün ve gelecek için son derece önemli bir model kurumumuz.

Türkiye'de 2006 yılında kabul edilen 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu'nun, benzer yasalarla ortaya çıkan "mülkiyet ve patent" gibi hukuki meseleleriyle, tüm dünyada gözlemlenen biyoçeşitlilik kaybına ve yerel tohumların küçük çiftçilerin tarlalarından uzaklaşmasına sebep olmaması konusundaki olası çözümler üzerine konuşuyoruz.

Program ses kaydı aşağıda yer almaktadır.
Program # 16: Sağlıklı Barınma ve Kerpiç (1)
14 Şubat 2008 Perşembe

Bu haftaki program konuğumuz yüksek mimar, mühendis, ozan ve yazar Cengiz Bektaş. Programımıza ayrıca, Almanya'dan yüksek iç mimar ve yapı biyoloğu And Akman telefon ile katılıyor.

Kerpicin çevresel, sağlık ve dayanıklılık yönleriyle tarihsel süreçte değerini, farklı uygulamalarını ve bugünkü durumunu konuşuyoruz.

Anadolu'da onbin yıl önce başlayan tarımla birlikte, insanoğlunun su kıyısındaki yerleşik yaşama adım atmasıyla kerpiç esaslı yapılanma da doğuyor. Dededen toruna geçen (ve eklenen) geleneksel bilgilere paralel olarak, akademik platformların ve teknik kurumların kerpicin çağdaş kimlik kazanmasındaki önemine değiniyoruz.

Anadolu'da bugün yeni yapılan binaların sadece %25'i kerpiç, ancak halkımızın yarısı halen kerpiç evlerinde yaşıyorlar. Yönetmeliklerde yer alamayan, belediyelerce ruhsat verilmeyen kerpiç binalarımızın geleceği ne olacak? Buna karşılık yaşamının en az yarısını kerpiç işine adayan Prof. Ruhi Kafesçioğlu'nun kullanıma kazandırdığı ve özellikle depreme karşı mukavemeti ile dikkat çeken "alker" uygulamaları nasıl yaygınlaşabilecek?

Program ses kaydı aşağıda yer almaktadır.
Program # 15: Doğal Tarım ve Shumei
07 Şubat 2008 Perşembe

Bu haftaki programımızın konukları Chikako ve Satoru Nakano, bizlere Doğal Tarım ve Shumei'nin Japonya'da ve dünyadaki gelişim süreci hakkında bilgiler veriyorlar. Ayrıca Samsun Bafra'da Shumei tarımına başlayan Habil Demircan programa telefon ile katılarak, deneyimlerini bizlerle paylaşıyor.

Doğal Tarım ve Shumei, felsefi yaklaşımı ile sadece daha sağlıklı bir üretimi değil, aynı zamanda insan ve toprağın bütüncül bir bakış açısında ruhsal, sanatsal ve fiziksel formlarda birlikte mutluluğunu da hedefliyor.

Shumei'nin dünyada sürdürdüğü projeler arasında yer alan ve 1000'i aşkın kadınla sürdürülen Zambia çalışması,

1) yerel tohumlar ve gıda güvenliği,
2) iklim değişikliği ve kuraklığa karşı daha güçlü olabilmek,
3) temiz tarım ve sağlıklı ürünler

kriterlerinde dikkate alınması gereken çok değerli bir örnek:

http://www.shumei-international.org/environment/zambia.html

Yazıdan alıntı: (...) And so, no longer waiting for the rains, everyone was waiting for help from the international community to stave off famine. Looking over the ruined plants, I saw that a few fields were still green, and was told that these green plants were a local variety of maize. Those grown from imported hybrid seeds had all died. The farmers identified the heartier variety as a local plant that had evolved over the years to withstand times of draught. The roots of the hybrid plants grown from purchased seeds had been eaten by ants. When comparing the hybrid to the local plant, one sees that while the hybrid's cob looks larger, its seeds are very small, and while the local variety's cobs look smaller, their kernels are bigger. The kernels of the local plants are heavier, gummier, and have a more distinctive and pleasing taste than the hybrids. All the farmers recognized the difference between the two types of corn, but when first introduced to hybrid seeds grown with industrial fertilizers, they were amazed and won over by their rapid growth in good years. Usually, the local corn took four months to grow before harvesting, but the newer hybrids, only three. So the farmers, in search of quicker yields, moved on to the hybrid seeds. Until the next harvesting season comes, they have to store the maize, and by then the hybrids had suffered from pest damage. Whereas, local corn is more resistant to insect damage and is more resistant to draught as well.

Programda, oldukça eski bir Japon saray enstrümanı olan (zira, çok pahalı bir saz) "sho" ustadı Hideki Togi bize "öğleden sonra akan su" parçasını seslendiriyor. Sho, geleneksel Japon mutfağında pişen yemeklerden yükselen duman ile fümelenen tavan bambularından imal edilen dairesel bir 'ağız orgu'...

Program kaydı aşağıda yer almaktadır.
Program # 14: İnsan, Tohumlar ve Kültür
31 Ocak 2008 Perşembe

Bu haftaki programımızın konuğu, mimar, kitap ve oyun yazarı, belgesel sinemacı ve karikatürleriyle yakından tanıdığımız Behiç Ak. Kendisi ile kent yaşamındaki insan ve endüstriyel tohumlar arasındaki ilişkiyi kurarken, yozlaşan kültür ve tek kültürlülüğe doğru giden tercihler üzerine sohbet ediyoruz.

Behiç Ak'ın 'Yüksek Tansiyonlu Çınar Ağacı' (2004) adlı çocuk kitabından bir bölüm:

Ayşe, horul horul uyuyan babası İbo'nun göğsüne yatmış, tam dalmak üzereyken kapı açıldı. Gelen kardeşi Ahmet'ti. Bağıra çağıra bir şeyler anlatmaya başladı.

"Kelimeleri ağzında çiğneme" dedi Ayşe. "Söylediklerinden bir şey anlaşılmıyor." Ahmet heyecanla "Çınar ağacı kurumuş" diye bağırdı. "Kaşlarını oynatman gereksiz, anlıyorum" dedi Ayşe. "Ne dediğimi anladığına emin misin?" diye hayret içinde sordu Ahmet.
- "Ne kurumuş?"
- "Çınar Ağacı!"
- "Kurumuş mu? Olaamaaz..." diye bağırdı Ayşe.
Bağırmasıyla da İbo'nun kafasında pinekleyen Sarman, korkudan kirpi gibi olup, karşı duvara fırlayıverdi.
- "Nasıl olur? Birdenbire mi?"
- "Evet. Birdenbire."
- "Bir ağaç birdenbire kurumaz."
- "Kurumuş akıllım. Kurumasaydı kesmezlerdi herhalde."
- "Nee...Çınar ağaicını kestiler mi?"
- "Evet. Biliyorsun hastaydı."
Ayşe şaşkınlıktan ne yapacağını bilemedi. Önce hasır şapkasının yanındaki kirazları ısırdı. Sonra da babasının boynuna sarılıp, kalbinin "küt küt" atışını dinledi. Neyse ki babası yaşıyordu.

Behiç Ak'ın son hikaye kitabı "Uyku Şehir", İletişim Yayınları tarafından hazırlandı.

Program kaydı aşağıda yer almaktadır.
Program # 13: Tohumlarımız, Çiftçimiz ve Toprak Ana...
24 Ocak 2008 Perşembe

Programda 17 Ocak 2008 günü Yeşilköy - Dünya Ticaret Merkezi'ndeki 7. Ekoloji Fuarı kapsamında gerçekleştirdiğimiz panelin bir özeti yer alıyor. Konuklarımız Prof. Dr. Uçkun Geray, Hayrettin Karaca ve Vehbi Ersöz ile tarihsel süreçte yaşanan gelişmeleri değerlendirdik.

Öne çıkan konulardan bazıları: 1999 yılında ABD'nin Seattle kentindeki küreselleşme karşıtı ilk hareket, yörük kültürü ve keçinin önemi, köy enstitüleri, gıda kodeksi ile bitirilen küçük çiftçilik, siyasi yaklaşımların taraflılığı, toplumsal farkındalık ve birliklerin önemi.

INDIGENOUS PEOPLES' SEATTLE DECLARATION:
http://www.ldb.org/indi99.htm

Program kaydı aşağıda yer alıyor.
Program # 12: Kızılderililer ve Özgürlük
17 Ocak 2008 Perşembe

Program konuklarımız Deniz Yavaşoğulları ve Deniz Ülkütekin ile, 7 Ocak 2008 tarihinde Cumhuriyet pazar ekinde yapmış oldukları, bir Kızılderili kabilesi olan Sioux'lar ve özgürlükleri ile ilgili haber çalışması üzerine söyleşimiz aşağıda yer alıyor.

Sioux'ların mektuplarından biri şöyle:

Republic of Lakotah
P.O. Box 99Porcupine, SD 57772
605-867-1111
http://www.republicoflakotah.com/Info@republicoflakotah.com

JAN 1, 2008

Notice to All Foreign Governments and Private Owners of Real Estate within the Republic of Lakotah

TO:
The United States of America;
The States of: Montana, Wyoming, North Dakota, South Dakota and Nebraska;
The County and Municipal Governments Operating within the Republic of Lakotah; and All Private Owners of Real Estate within the Republic of Lakotah

Lakotah, through its government, have appointed representatives to withdraw from all the treaties with the United States of America.

Lakotah, through such representatives, have formally withdrawn from all agreements and treaties with the United States of America. The reinstitution of our freedom and independence is found in law.
Lakotah has reclaimed sovereignty as a nation and over its traditional lands.

Despite many years of repeated bad faith on the part of the United States government towards the Lakotah People, the Lakotah hold no animosity toward the American people, most of whom have had no part in the actions of their government. We wish to deal with the American people in good faith and in a win-win manner.

While we have the right to impose liens on all of the real estate in our country, we prefer to come to resolutions with you all with out resorting to such measures. Accordingly, at this time, we are only declaring liens on real estate held by governments foreign to the Republic of Lakotah, but not on real estate held by private parties.

The Declaration of Independence, the Constitution of the United States of America and the Vienna Convention on the Law of Treaties substantiate this freedom.

Lakotah welcomes the opportunity to meet and discuss this matter. We are in the process of scheduling meetings and will issue public invitations. Should you desire input with regard to scheduling these meetings, please contact us at the above.

Russell Means, Chief Facilitator
Provisional Government Republic of Lakotah
Program # 11: Ekolojik tarım için yerel pazarlar ve fuarlar
10 Ocak 2008 Perşembe


Program konuklarımız Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül ve ASDF fuarcılık şirketi sahibi Tufan Atalayman ile Türkiye'de ekolojik tarım ürünlerinin tüketici tarafından daha rahat erişilebilir, çiftçimiz tarafından daha uygun koşullarda arz edilebilir bir şekle gelebilmesine olanak sağlayacak şartları konuştuk. Bu resimde özellikle, ekolojik pazaryerlerinin ve fuarların sektöre kazandırdığı ivme üzerine karşılıklı fikirler paylaşıldı.

Mustafa Sarıgül, önümüzdeki 6 aylık süreçte yerel seçimlerin yapılması ihtimaline istinaden, Istanbul'da yeni ekolojik pazarlar açılması konusunda diğer yerel belediyeler ile görüşmelerin neticelenebilmesini çok gerçekçi görmediğini, ancak bu süreçte, hem mevcut pazara, hem de daha sonra açılacak yeni pazarlara hizmet verecek bir "ekolojik soğuk hava deposu" çalışma hazırlığının olduğu müjdesini verdi.

http://www.bugday.org/epazaryeri/sisli.html

http://www.asdf.com.tr/